3. GÜN 11 Haziran 2016 Cumartesi

- TİM’de kahvaltıyla başlıyoruz güne… Orada geri geri yürüyen bir adam görüyoruz. Orta yaşlarda, uzun beyaz saçları var. Zayıf bir adam. Deli falan değil, neden bilmiyorum içeriye girerken, sıraya girip kahvaltısını aldıktan sonra masaya doğru da geri geri yürüyor. Merak ettim baktım EKŞİ’ye ne yazmışlar TIM’le ilgili diye. İşte bazıları:
“us ve kanada’da bulunan kaffeehaus ama zincir olmasından dolayı daha bir fast food havasına bürünmüş mekan.”
“İçinde çoğu zaman evlerinde ders çalışamayan öğrencileri barındıran bir nevi ders çalışma merkezi.”
“kanadalı ünlü bir hokey oyuncusu tarafından 1970’li yıllarda kurulan kanada’nın en yaygın kahve zinciri.”
“kurucusu tim horton 1974 yılında 44 yaşında ölünce ortağı karısına 1 milyon $ vererek şirketin sahibi olmuştur. Maalesef geriye sadece adını ve ucuza giden altın yumurtlayan bir tavuk bırakmıştır.”
“kanada’nın starbucks‘ı diyebiliriz buraya. Amerika’da büyük şehirlerde neredeyse her köşe başında bir starbucks bulunurken burada da aynı şekilde şehir merkezi ve dışında bir çok tim hortons’a rastlanabilir.”
“şöyle hafif bir şeyler yiyelim” konseptine tamı tamına uyan yemekçidir. önden bir adet bol kaşarlı domates çorbası, ardından fesleğenli, domatesli, peynirli tazecik hazırlanmış dumanı üstünde bir tost (çaprazlama kesilmiş ikiye bölünmüş), içecek olarak da taze sıkılmış portakal suyu. bu can daha ne istesin?”
Toronto’daki üçüncü günümüzü Spadina Yolu’nun sonunda bulunan Casa Loma’ya ayırıyoruz. Burası bir şato. İspanyolcada “tepe evi” anlamına geliyormuş. Kanada’nın en büyük evi. Sir Henry Mill Pellatt adlı işadamı için ev olarak yapılmış. Henry Pellatt Niagara’ya türbin kurarak Toronto’ya hidroelektrik getirmesiyle biliniyor Dizi filim çekimleri ve düğünler için çok popüler. Aynı zamanda müze…

1911′ de inşaatına başlanıyor $3.5 milyon harcanmış 300 işçi 3 yılda yapmış bu şatoyu. I. Dünya Savaşı nedeniyle inşaat aksamış. 90 odası 6.011 m2 alanı var. Pellat, yaşadığı mali zorluklar nedeniyle 1923 yılında bu şatoyu elden çıkarmış, ona da yar olmamış yani. 1920’lerin sonlarında yatırımcılar tarafından lüks bir otel olarak işletilmiş.


- Spadina Yolu’nun bir ucunda Casa Loma, diğer ucunda da Çin Mahallesi var. Uzun bir yol bu. Spadina Tepesi’nden Ontorio Gölü’ne kadar uzanıyor. Tepedeki Casa Loma’yı ziyaret ettikten sonra yolumuzun üzerindeki kampüse uğramadan Çin Mahallesi’ne doğru devam ediyoruz.

-

Çin Mahallesi’nde gezi, bir Çin marketinden alışveriş, bir Kore restoranında yemek… Mor lahanalı pilav denemesi. Yağsız tuzsuz mor renkli bir pilav; tatlı patates, soslu lahana turşusu, biber (ama bizim biberlere pek benzemiyor, deniz börülcesi gibi) karıştırılınca fena olmuyor yine de bizim tereyağlı pilavımızla boy ölçüşemez.