
Okuduğum kitaplar hakkında zaman zaman düşüncelerimi paylaşıyorum. Bugün paylaşacağım kitap, “Pegem Kültür” etiketiyle raflarda yerini alan “Herkes İçin Kısa, Kolay Eğitim” başlığını taşıyor. Kitabın yazarı, benim çok yakından tanıdığım biri… Eşim… Hâl böyle olunca, insanın üstüne bir çekingenlik de gelmiyor değil. Ya yanlış anlaşılırsam, ya “eşinin reklamını yapıyor” diye düşünürlerse şeklinde… Sonra da kendi kendime diyorum ki “Sen bunları reklam için yazmıyorsun zaten. Bunu da en iyi kendin biliyorsun.” Benimki, eşimin emeğine duyduğum saygıyı gösterme çabası sadece. Bu yazıyı kendi arkadaşlarımızın, dostlarımızın, öğrencilerimizin bulunduğu bir platformda, yani dost ortamında paylaşacağım için, yazdıklarım da oldukça samimi olacak. Yani dostların sofrasında sohbet eder gibi…
“Herkes İçin Kısa, Kolay Eğitim” muhterem eşimin son kitabı… İlk kitabı, “SPSS ile Nicel Veri Analizi” idi. Bu yıl on üçüncü baskısını yapan bu kitap da Pegem’den çıkmıştı. Sonrasında yine aynı yayınevinden sırasıyla “İngilizce Öğretmenlerine Türkçe Hikâyeler”, “Eğitim mi Dediniz?” ve eşimin “ustalık kitabı” olarak nitelendirdiği “Structural Analysis of the English Sentence” basıldı. Sonuncusu hariç, bütün kitaplarının editörü ben idim. Bu nedenle, onun bu kitaplar için ne kadar emek verdiğinin en yakın tanığı da benim.
Âdettendir, kitabı tanıtırken, yazarı hakkında da bilgi verilir. Gerçi çoğunuz biliyorsunuz ama ben kitaplarında veya “ekşi sözlük”te kendisi hakkında yazılanlardan farklı bilgiler de vereceğim. Baştan yazayım, bu bilgiler biraz özel ve öznel…
Yazarla tanışıklığımız ilkokul yıllarına, yani yarım asır öncesine uzanıyor. Abdullah ile dördüncü sınıfta tanıştık. Ben, köyde başladığım eğitimime kasabada devam etmek durumunda kalınca, onun bulunduğu sınıfa denk geldim. Sınıfın, hatta Atatürk İlkokulu’nun en çalışkan, en popüler öğrencisiydi. Mandolin çalıyordu, bando takımının majörüydü ve judo yapıyordu. Hayranları çoktu. Ben ise birleştirilmiş iki sınıfı, iki öğretmeni bulunan bir köy okulundan geliyordum. Çalışkan olduğumu söylüyorlardı ama geldiğim sınıfın düzeyi benden çok ilerideydi. İlk zamanlar benim için biraz zordu. Yine de bir süre sonra Abdullah’ın oturduğu “çalışkanlar kümesi”nde oturmayı hak ettim. Bir süre sonra da aramızda tatlı bir rekabet başladı. Dördüncü ve beşinci sınıflar, böyle geçti.
Bizim kuşağımız bilir, o yıllarda mezuniyet sınavları olurdu. Beşinci sınıfın sonunda yapılan mezuniyet sınavında Abdullah birinci oldu, ben de ikinci… Bursa’da girdiğimiz Maarif Koleji sınavlarında ikimiz de yedeğe kaldık. Aramızdaki rekabet ortaokul ikinci sınıfa kadar devam etti. Bu kez aynı sınıflarda değildik, o 1-B’de idi, ben de 1-C’de. Hâlâ hatırlarım, ayrı sınıflara düştük diye çok üzülmüştüm. Ama olsun, biz yine de teneffüslerde, halk kütüphanesinde, sokakta oynarken bir araya gelmenin yollarını buluyorduk.
İkimiz de kitap okumayı çok seviyorduk. Bizim için hayat, oyunlar ve kitaplardan ibaretti. Köy Enstitülü İsmail Hakkı Çetin’in –biz ona İsmail amca derdik- sorumluluğundaki halk kütüphanesinde birlikte kitap okuduğumuz zamanlar, tatlı bir hatıra olarak ikimizin de belleklerinde hâlâ… O yıllarda okuduğum Pal Sokağı Çocukları da…
Aramızdaki tatlı rekabet orta ikiye kadar devam etti. Bu süreçte okul birincisi hep Abdullah idi. Babasının tayini çıkıp Bursa’ya gittiklerinde, birincilik bana kalacak diye sevinmiş, çok sevdiğim bir arkadaşımdan, aynı zamanda rakibimden ayrılacağım diye de çok üzülmüştüm. O, gittikten sonra birincilik bana kaldı ama birinciliğin tadı kalmadı.
Sonrası mektuplar… Dolmakalemle, çizgisiz kağıda özenle yazılan uzun mektuplar… Bu süreç, aynı zamanda ikimizin de yazma becerimizi geliştirdi. Galiba bu da eğitimimizin bir parçası oldu.
Evlendikten sonra, o, ne kadar inanmasa da, ben onunla rekabet etmeyi bıraktım. Aramızdaki yarış, birbirimizi desteklemeye dönüştü. Abdullah’ın eğitim sürecinin, benim meslek yaşamıma katkıları çok fazla oldu. Birlikte büyüdük, birlikte geliştik… Kitap yazma süreçlerinde de birbirimizin en yakın destekçisi olduk.
“Herkes İçin Kısa, Kolay Eğitim”, muhterem eşimin son kitabı… Mayıs 2025’te ikinci baskısını yapan bu kitaptan sonra başka bir kitap yazar mı bilmem, en azından şu anda niyeti ve isteği olmadığını söyleyebilirim. Keşke yazsa… İşte benim yazmamın sebebi de, bu kitabın onun yazdığı son kitap olması… O, artık kitap yazmayı bıraktı. Rekabeti de… Nasılsın diye soranlara da “Yumarlanıp gidiyorum “ demesi belki de bu yüzden…



