Proust’un Yemekleri

Uyku tutmadığı zamanlarda tren tarifesi okumaktan hoşlanan, ev eşyası ilanlarıyla özel olarak ilgilenen, “Proust Anketi” diye bilinen anketteki “Sizi en çok mutsuz eden nedir?” sorusuna “Annemden ayrılmak” cevabını verecek kadar annesine bir çocuk duygusallığıyla bağlı olan Marcel Proust, hayatının büyük bir bölümünü astım krizleriyle geçirmiş hastalıklı bir adam aslında. Krizler gündüz geldiği için gündüzlerini uykuyla geçirip geceleri yaşayan ve yazan bir adam. Hastalığı yüzünden güneşten ve temiz havadan mahrum, neredeyse bütün yaşamını perdeleri ve camları sımsıkı kapalı evlerde geçirmiş.


Hastalık, Proust’un beslenme sistemini de etkilemiş ve giderek bir öğünden fazla yemek yiyemez olmuş. Bu nedenle, uyumadan sekiz saat önceki bu bir öğünde çok fazla yemek yermiş. Hatta tipik bir öğünde yediklerinin listesini de vermiş: üzerine krema sosu dökülmüş iki yumurta, bir kızarmış tavuk kanadı, bir tabak patates kızartması, biraz üzüm, biraz kahve ve bir şişe bira…

Günde sadece bir kez yemek yediği hâlde, Marcel Proust’un kitaplarında yemeklerin ayrıcalıklı bir yeri vardır. Kitaplarında ballandıra ballandıra anlattığı yemeklerden birkaçı: peynirli sufle, taze fasulye salatası, bademli alabalık, ızgarada tekir balığı, şaraplı balık çorbası, tereyağlı vatoz balığı, güveçte biftek, beşamel soslu kuzu pirzolası, beef Stroganoff, haşlanmış şeftali tabağı, karadutlu mus, kek, kayısılı tart, elmalı tart, üzümlü pasta, çikolata sosu, çikolatalı sufle…


Proust’un kitaplarında anlattığı bu yemekler, bir yayınevi tarafından kitapta toplanarak “Yeniden Keşfedilmiş Mutfak” adıyla 1991’de yayımlanmış. Anlatıcı’nın halasının Combray’deki evinde hizmetçi Françoise’nın aile için hazırladığı çikolatalı mus da bu tariflerden biri… Aşağıdaki tarif, Proust’un bu tatlısını denemek isteyenler için…

Kaynak: Alain de Botton “Proust Yaşamınızı Nasıl Değiştirebilir?” Türkçesi: Banu Tellioğlu, Sel Yayıncılık, 6 Baskı 

4 comments

  1. Yemekleri de iştah açıyor.
    Yaşamı kısıtlayan hastalık durumu, anneye aşırı bağlılık,
    bağımlılık hali yaratmış olmalı.
    Elinize sağlık

  2. Sayende Proust’u tanıyorum.

    Tesekkurler, ilgiyle takip ediyorum yazı dizini. Ilk fırsatta, Proust okuma listeme girecek. Sağlıkla , sevgiyle kal. Selamlar.

  3. İlgin için teşekkürler… Proust’u okumak için geç kaldım diye hayıflanıyorum. Keşke daha önce okusaydım. Şimdilerde tüm ilgim ve emeğim Proust için.

  4. Elinize sağlık Seyhan Hocam. Ne güzel anlatmışsınız yine. Ben tarife takıldım biraz. “Yumurtaların sarılarını ayırıp pudra şekeriyle çırpın.” Acaba ayrılar sarılar mı yoksa kalan beyazlar mı şekerle çırpılacak? 🙂

adalettemurturkan için bir cevap yazın Cevabı iptal et